Bağlaçlar Nelerdir?
Bağlaçlar:
Başka kelimeleri, cümleleri veya cümlecikleri birbirine bağlayan kelimelerdir.
BAĞLAÇLAR / CONJUNCTIONS
1) Coordinating Conjunctions (Koordine eden bağlaçlar)
2) Correlative Conjunctions (Benzer, ilişki sağlayan bağlaçlar)
3) Aynı Fikri Belirten Bağlaçlar
4) Örnekleme Yaparken Kullanılan Bağlaçlar
5) İstisna Durumlarda Kullanılan Bağlaçlar
6) Subordinating Conjunctions (Zarf bağlaçları): Altı guruptan oluşur Bunlar:
- Zaman Belirten Bağlaçlar
- Neden-Sonuç Belirten Bağlaçlar
- Durum-Koşul Belirten Bağlaçlar
- Mekan Belirten Bağlaçlar
- Zıtlık Belirten Bağlaçlar
- Amaç Belirten Bağlaçlar
1) Coordinating Conjunctions (Koordine eden bağlaçlar)
Koordine eden bağlaçlar, cümle içindeki bir veya birden fazla öğeyi birleştirmek için kullanılır. Bu bağlaçlar genelde günlük dilde sık olarak kullanılan bağlaçlardır. İngilizcede koordine eden bağlaçlar, “for”, “and”, “nor”, “but”, “or”, “yet” ve “so” olmak üzere 7 tanedir. Bu bağlaçlar FANBOYS şekline kısaltılabilir. Aşağıdaki tabloda bu bağlaçların ne olduğunu, anlamını ve örnek cümlelerini görebilirsiniz.
Coordinating Conjunctions | Türkçesi | Örnek Cümle |
For | Çünkü, için | She bought ice cream for her children. |
And | Ve | I bougt some chips and drinks for the night party. |
Nor | Ne de | She does not eat aubergine nor pepper. |
But | Ama | I like the town but I really hate the transportation. |
Or | Veya | How do you want; the hard way or the easy way. |
Yet | Yine de, halbuki, ama | We spent half of our sources, yet the final work was perfect. |
So | Bu yüzden /nedenle | I had a money shortage so I took a shady job from a man. |
2) Correlative Conjunctions (Benzer, ilişki sağlayan bağlaçlar):
Benzer, ilişki sağlayan bağlaçlar iki farklı yapıyı, cümleyi veya ikili kelime öbeğini bağlayan yapılardır. Bu bağlaçlar ikili kalıplardan meydana gelirler. İlişki sağlayan bağlaçlar “her ikisi de”,”her biri”,”ne şu ne bu” gibi anlamlar taşımaktadır.
Correlative Conjunctions | Türkçesi | Örnek Cümle |
not only..but also.., | Sadece .. değil, ayrıca… | He not only bought a laptop but also a headset. |
both..and.. | Hem…hem de | I both like cakes and ice cream. |
either..or.. | Ya…ya da… | You either choose the trip to Hawaii or you stay here. |
neither..nor.. | Ne…ne de | I neither want the shirt nor the sweater. |
whether….or | …mi yoksa… mi | They always always ask me whether I am sad or not. |
not…but… | değil…ama… | Well, she is not clingy but careless. |
3)Aynı Fikri Belirten Bağlaçlar
Zıtlık belirten bağlaçlara benzer olarak, İngilizce aynı fikri belirten bağlaçlar, zaman belirten bağlaçlar gibi sıkça kullanılmaktadır. Bu bağlaçlar özellikle akademik dilde yazılan makale gibi eserlerde sıkça kullanılmaktadır.
Aynı Fikri Belirten Bağlaçlar | Türkçesi | Örnek Cümle |
Additionally | bundan başka, ayrıca | Additionally, we should get more snacks. |
Also | ayrıca | We should also visit them. |
As well as | -e ilave olarak, birlikte, yanısıra | She likes cats as well as dogs. |
Besides | ayrıca, üstelik, zaten, bir de, ek olarak | She wants to learn other languages besides English and French. |
Furthermore | dahası | Furthermore, he left a multi-million dollar estate upon his death. |
In addition | hem de, ilaveten, üstelik | She got gifts in addition to the cake. |
Moreover | dahası | Moreover, he left a multi-million dollar estate upon his death. |
4)Örnekleme Yaparken Kullanılan Bağlaçlar
Örnekleme yaparken kullanılan bağlaçlar İngilizcede bir durumun veya olayın benzer olaylarını veya bir maddenin başka değişkenlerini anlatmak için kullanılır.
Örnekleme Yaparken Kullanılan Bağlaçlar | Türkçesi | Örnek Cümle |
For example | örnek olarak, örneğin, mesela | Well, you can visit great places in world. For example: … |
For instance | mesela, örnek olarak | Well, you can visit great places in world. For instance: …, |
5)İstisna Durumlarda Kullanılan Bağlaçlar
İstisna durumlarda kullanılan bağlaçlar İngilizcede bir olayın istisna durumunu belirtmek için kullanılır.
İstisna Durumlarda Kullanılan Bağlaçlar | Türkçesi | Örnek Cümle |
Apart from: | -dışında, -başka | Apart from one person, the room was empty. |
Aside from | -den başka | Aside from her hobbies, he started to pick new courses. |
Except that | haricinde, -dışında | He is pretty rude expect that one time. |
6)Subordinating Conjunctions (Zarf bağlaçları):
İngilizce de subordinating conjunctions veya adverbial conjunctions olarak belirtilen zarf bağlaçları yer, zaman, neden, koşul, sonuç ve durum belirtirler. Zarf bağlaçları yapıları itibari ile farklı kullanım amaçları ve yerlerinde bulunabilirler. Zarf bağlaçları İngilizcede en çok bulunan bağlaçlardır.
Bu bağlaçlar kendi içerisinde
- Zaman belirten
- Mekan belirten
- Durum/şart-sonuç belirten
- Neden-sonuç belirten
- Amaç belirten zarf bağlaçları
- Zıtlık ve ortaklık belirten zarf bağlaçlar olarak ayrılmaktadır.
1) Zaman Belirten Bağlaçlar
İngilizce zaman bildiren bağlaçlar bir eylemin zamanını belirtirler. İngilizcede en çok kullanılan bağlaç gruplarındandır.
Zaman Belirten Bağlaçlar | Türkçesi | Örnek Cümle |
After | -dan sonra, ardından | I will pick the drinks after I get off the subway. |
Before | -dan önce, öncesinde | He should have warned us before the events. |
As long as | süresince, -dığı sürece | It isn’t a problem for us as long as you are okay with it. |
Until | -a kadar | She won’t be joining us until she finishes her homework. |
Whenever | -dığında | I’ll be here whenever you need me. |
When | -dığı zaman | She’ll start the car when we leave the bank. |
While | iken, sırasında | The crowd moved while the police gave the warnings. |
Then | sonra | He walked around a little bit then moved to the other side. |
Since | den beri | we have been here since the beginning. |
Once | Gerçekleşir gerçekleşmez | Start running once you heard the whistle. |
Now | şu anda, şimdi | It is all crystal clear now. |
By the time | -e kadar, -dığı zaman, -meden önce | He’ll be there by the time we arrive. (Vardığımız zaman o orada olacak.) |
During | süresince, sırasında | Do not eat during the class. |
Immediately | … anda, olur olmaz, -den hemen sonra | They vanished immediately after the crash. |
2)Mekan Belirten Bağlaçlar
İngilizce mekan belirtilen bağlaçlar bir eylemin veya olayın nerede gerçekleştiğini gösterir. Bu bağlaçlar aynı zamanda geleceğe dair söz verme manasında kullanılabilir. (bknz. wherever)
Mekan Belirten Bağlaçlar | Türkçesi | Örnek Cümle |
Where | -dığı yerde | Can you tell us where you are. |
Wherever | Nerede olursa, her -dığı yerde | He brings trouble wherever he goes. |
3) Durum-Koşul Belirten Bağlaçlar
İngilizce durum koşul bağlaçları bir eylemin veya olayın hangi etkenlere bağlı olarak geliştiğini gösterir. Bu bağlaçlar aynı zamanda “keşke” anlamı taşıyacak şekilde de kullanılabilir.
Durum-Koşul Belirten Bağlaçlar | Türkçesi | Örnek Cümle |
As if | -miş/-mış gibi | Hhe acts as if he is running the business. |
As long as | -dığı sürece | I’m well with it as long as you are as fine. |
As far as | -e göre, -e kadar | As far as I know, the teacher is at the school. |
Only if | yalnızca | I would do it only if you promise to return the favor. (Bunu ancak iyiliğin karşılığını vereceğine söz verirsen yaparım..) |
If only | keşke, –ması şartıyla | If only I passed the school. (Keşke okulu geçebilseydim.) |
On condition that: | –ması şartıyla | I will buy you the toy on the condition that you will behave nicely. (İyi davranman şartıyla sana oyuncağı alacağım.) |
In the event of | olursa, -dığı takdirde | Be ready for anything in the event of an apocalypse. |
Just as | tam –dığında, gerçekleştiğinde, tam da | Just as I thought. |
Just in case | gerçekleşirse, -e halinde | Always bring your extras, just in case for anything. |
Supposing that | varsayılırsa, ihtimalinde | It would be perfect supposing that you finish your job early. |
Unless | olmadıkça | This train won’t go unless the last passenger arrives. |
Provided that | koşuluyla, şartıyla, zaman | I believe she can achieve anything provided that she is guided well. |
Assuming that | Varsayıldığında, sanıldığında, düşünüldüğünde | We are assuming that your actions are the result of a trauma. |
In case | -se diye | We drove fast, in case they kept chasing. |
In fact | aslında, hatta, doğrusu | Yes, she did; in fact, she’s now taking an advanced driving test |
Even if | Olsa bile, -se bile | I would call you even if I’m in another country. |
Indeed | aynen, gerçekten, cidden | Indeed it is. |
Rather …than.. | -masındansa, -mektense | I would rather choose chicken than eggplant. |
Without | -maksızın, madıkça | We can’t do this without his help. |
4)Neden-Sonuç Belirten Bağlaçlar
İngilizce neden-sonuç belirten bağlaçlar Türkçe’ye benzer şekilde bir eylemin nedenlerini ve sonuçlarını belirtiler. Bu bağlaçlar aynı zamanda düz ilerleyen bir hikaye örgüsünü de bize gösterir.
Neden-Sonuç Belirten Bağlaçlar | Türkçesi | Örnek Cümle |
As | Çünkü, için | She went full bankrupt as she spent all her money. |
As a result of | bunun bir sonucu olarak, sonucunda | He was arrested as a result of his actions. |
Because: | çünkü, dolayı, zira | I will go talk to her because I want to. |
Because of | dolayısıyla | Because of his actions, he was arrested. |
Hence | bundan dolayı, bu sebepten | We will move the house, hence we will have a new neighborhood. |
Consequently | sonuç olarak, dolayısıyla | I have a secret and consequently feel ashamed. |
Eventually | neticede, nihayetinde, eninde onunda | She will come into our terms eventually. |
Finally | nihayet, en sonunda | Finally, She accepted our terms. |
For that reason | bu nedenden dolayı | I won’t be talking to you for that reason. |
In that case | o halde | In that case, you are a clown too. |
Now that | -dığından, madem | Now that her parents moved, she can be free. |
On account of | nedeniyle, yüzünden | The President declined to deliver the speech himself, on account of a sore throat. |
Seeing that | madem, madem ki, yani, görünce | Seeing that her friends left her, she started to change her behavior. |
Since | -diği için, -diğinden beri | I won’t be talking to her since she acts irritating. |
So | bundan dolayı, haliyle, için | She will be quitting school so she can take care of her family. |
That’s why | bu nedenle, bu yüzden | That’s why I stopped talking to him. |
Therefore | bu nedenle, bu yüzden | therefore, he coming to here. (Bu nedenle o buraya geliyor.) |
5)Amaç Belirten Bağlaçlar
Amaç belirten bağlaçlar bir olayın gerçekleşmesi için gereken eylemleri anlatır. Koşul bağlaçlarından farklı olarak bu bağlaçlarda gerçekleşmesi istenilen olay için yapılan eylem anlatılır.
Amaç Belirten Bağlaçlar | Türkçesi | Örnek Cümle |
For the purpose that | bunun amacıyla | They bought tickets for the purpose that they can win the lottery. |
In order that | olması için, -sin diye | She repeated the instructions slowly in order that he should understand. |
So that | amacıyla, onun için, -mesi için, -sin diye | He bought a car so that he can get to job faster. |
6)Zıtlık Belirten Bağlaçlar
İngilizce zıtlık belirten bağlaçlar, zaman belirten bağlaçlar gibi sıkça kullanılmaktadır. Bu bağlaçlar özellikle akademik dilde yazılan makale gibi eserlerde sıkça kullanılmaktadır.
Zıtlık Belirten Bağlaçlar | Türkçesi | Örnek Cümle |
Although | buna rağmen, -e karşın | Although the heavy damage, mechanic was able to fix the car. (Ağır hasara rağmen tamirci arabayı tamir edebildi.) |
Conversely | tersine, aksine | In New Zealand, conversely, the Treaty of Waitangi process has produced much less controversy. |
Despite | karşın, rağmen | Despite her attitude, she was able to get the job. |
Even so | olsa bile | He doesn’t look sick but even so, he coughs. |
Even though | olsa bile | I will try to get it even though its impossible. |
However | her ne şekilde, ..olsa da.., ancak | He is a reckless driver, however, he achieved to get a license. |
In contrast to | -in aksine | In contrast to the public image, he managed to win. |
In spite of | rağmen | In spite of his broken leg, he finished the marathon |
Nevertheless | bununla beraber, yinede, buna rağmen | The math test was very difficult; nevertheless, he earned a good grade. |
Nonetheless | her şeye rağmen | Nonetheless, some progress had been made. |
No matter | önemli olmasa da, … olursa olsun | I can finish it no matter how hard it is. |
Otherwise | yoksa, aksi hâlde | All of the users should be banned, otherwise, terminated. |
Though | -duğu hâlde | Though he was sad, he kept smiling. |
Unless | olmadıkça | She would be gone unless he does something. |
Unlike | aksine, farklı olarak | Unlike most people, he hates eating cake. |
Whether … or not | Öyle ya da böyle | You whether choose to leave or not. |