Call: 0123456789 | Email: info@example.com

Bingöl 12 plaka


BİNGÖL

Nüfus: 283112   Yüz Ölçümü: 8125,00 km 2

İlçe Sayısı: 7  Belediye Sayısı: 11  Belde Sayısı: 2  Köy Sayısı: 314

Telefon kodu: 0426  Plaka:12 Bölge Doğu Anadolu Bölgesi

BİNGÖL TARİHİ

İlimiz Anadolunun düşman istilası görmeyen bölgelerinden birisidir. Bingöl’ün tarihi daha çok komşu illerin tarihi incelenerek çıkarılmıştır. Erzurum, Erzincan, Diyarbakır, Bitlis, Ahlat, Van ve Tunceli şehirleri eski devirlerde bir beyliğe veya hükümdara başşehir olmuştur. Bingöl daha çok bu beyliklere bağlı otlak olarak tutulmuştur. Şimdiye kadar Bingöl ili sınırları içinde bir şelıir kalıntısına rastlanmaması bunu doğrular.
Tarih
çi Heredot bir eserinde Anadoluyu bir takım bölgelere ayırarak bugünkü Muş, Diyarbakır ve Bingöl illerinin bulunduğu bölgeye KOMOJEN ismini vermiştir. Bingöl ili Osmanlı Devleti zamanında komşu illere bağlı olarak idare edilmiş, ancak Cumhuriyet devrinde bir il haline gelmiştir.


CUMHURİYETİN ,İLANINA KADAR TARİHİ DEVRE VE OLAYLAR

HİTİT VE HURİ DEVRİNDE BİNGÖL


Huriler M.Ö. 2000 yıllarında Güneydoğu Anadolu Bölgesine gelip Fırat kenarında Urfa, Mardin, dolaylarında VASUK.ANI şehrini kurdular. Mitaniler Devleti diye tarihe geçen bir kavimdir. Doğu Anadoluda tam bir hiikümdarlık kuran Mitaniler Hititler ile ilişkilerde bulundular. Hitit Kralı Telepinuşun ölümünden sonra Hititlerin Mitani himayesine girdiği sanılmaktadır. Hititler yeni krallık devrinde Torosları aşarak Mitani Devletini sıkıştırmaya başladılar Şuppilihiuma Mitani Prensini kendisine damat edinerek onları himayesine aldı. MÖ. 1 360 yıllarında Harput, Biııgöl ve Muş dolayları Hititlerin eline geçti


URARTU DEVRİNDE BİNGÖL


Van Bölgesinde oturan Urartular hititlerin MÖ. 1200 yıllarında yıkılmasıyla batıya doğru genişleyerek Bitlis, Muş ve Bingöl’ü alarak Murat Vadisinde ilerlediler. Urartu Kralı Menuas Bingöl Yaylalarını koruyabilmek için Sebiterias, Bağın ve Mazgirt Kalelerini yaptırmıştır. MÖ. 745 yıllarından sonra Asur Kralı Tiglat Pileserle Urartu Kralı 111. Sardur arasında yapılan savaşta Urartular yenildiler. Iranda kurulan Medyalılar, l3 abiliter ile birleştiler. Urartularında yardımını alarak Asurluları yenerek tarihten sildiler. (M .0.612)
M.O. 550 Y
ıllarında Irandan Ansan Kabilesinden Kurus Medleri yenerek Pers Devletini kurdıı. Üç yıl sonra batıya akınlara başladı. Bingöl, Elazığ ve Tunceli dolaylarını aldı. MÖ. 546 yılında Lidya üzerine yürüdü. Lidyalıları da yenerek bütün Anadoluya sahip oldu. Gavgamela Savaşında yenilen Persler ellerindeki toprakları çıkardılar. Iskender imparatorluğu bu topraklara sahip oldu. İskenderin ölümünden sonra bölgeyi Selefidisler ele geçirdi. Arsak adında bir Türk Hükümdarı bölgeyi kurtarmak için hem Selefküsler, hem de Sasaniler ile mücadele ettiyse de başarı gösteremedi. 
M.O. 200-189 yılları arasında komuk Türkleri tekrar canlandılar. Komojen Krallı
ğını kurdular. Nemrut Dağının (Adıyaman Bölgesinde) güney batısında, bugünkü Samsat ilçesini (Samaysat-Samosata) başkent yaptılar. Doğuda ilerleyen Zaiadres bütün Sophone denilen Bingöl, Elazığ, Tunceli ve çevresini ele geçirerek Vana kadar uzandı.


ROMA DEVRİNDE BİNGÖL


MÖ. 75 Yıllarında yukarı Aras havzasında kurulan Ermenistan Krallığı M.S.50 yıllarında varlığını göstermeye başladı.
Ermenistan Kral
ı TİGRANUS un Romalılar ile arası bozulunca Roma Generali LUCULLUS Ermeni Krallığı üzerine yürüdü; POPPEIUS Ergani geçidini aşarak Diyarbakırda TIGRANA-KERTA Kalasine sığınmiş olan Ermenistan Kralı TIGRANUSu yendi. Böylece Bütün Sophene bölgesini eline geçirdi. Roma Generali GUREGIO da Ermenistan’ın başşehri olan ARTAXATAyı alarak Ermenistan Krallığı Romalılara bağladıktan sonra Ermeniler bundan sonra pek varlık gösteremediler.


MÜSLÜMANLIĞIN YAYILIŞINDAN SONRA BİNGÖL


Hz.Ömer zamanında Suriye ve Irak Arapların eline geçti. İslam Komandanlarından Halit İbn-i Velid; Arned (Diyarbakır), Maden ve Palu Kalelerini aldı. Bingöl’ün Azakpert Kalesini de aldı. Erzincan Bölgesine kadar uzandı.
Bundan sonra Anadolu
da yer yer karışıklıklar meydana geldi. Bu karışıklıklar devam ederken; 1040 yılında Oğuz Boyları birleşerek, Selçuklu Devletini kurdular. Kısa bir zaman içinde teşkilatlandılar. Kurtuluşun Oğlu Süleyman Anadoluyu Urartılardan kurtarmak için sefere çıkmaya karar verdi. Önce Antalya ve civarını aldı. Çubuy Bey de Komojen, Sopene, Hını Ziyad isimleri anılan bölgeleri ele geçirdi. Böylece Selçuklular Anadolu’yu ele geçirmek için çeşitli yollardan harekete geçtiler Anadolunun alınması işini Tuğrul Bey özerkliğine aldı. Uç koldan harekele geçti. Emir Dinar Malatyadan dönünce Bingöl’ü aldı. Muş ve Sasona bölgesine gelince Bizans askerlerinin hücumuna uğradı. Çok kayıp verdi. Kış bastığı için Ilenesana döndü. Alparslan hükümdar olunca Malazgirti aldı. Daha sonra Muş, Bingöl, Silvan ve Diyarbakır’ı ele geçirdi. Selçuklular da taht kavgası ve iç huzursuzluklar başlayınca Moğollar Anadoluya saldırdı. Baycu Noyan , Erzurumu kuşattı. Bingöl Moğolların eline geçti.


UZUN HASAN DEVRİNDE BINGOL


Ilk olarak Diyarbakır’ı kendilerine yurt edinen Ak koyunlular Bingöl ve Erzurum’u aldılar. 1394 yılında Erzincan üzerine yürüdüler. Kadı Burhanettin ile anlaşarak Erzincan’ı da aldılar. Uzun Hasan, Trabzon Lum İmparatorunun kızı Despina ile evlenince Bingöl’ün Genç kazasında Despina için bir saray yaptırdı. Uzun Hasan’ınFatih Sultan Mehmet ile arası açılınca Oluk beli denilen yerde savaş yapılmıştır. 1473 yılında yapılan savaşta Uzun Hasan yenildi. Bu suretle bölge, Osmanlıların eline geçti

SAFEVİLER DEVRİNDE BİNGÖL


Ak koyunlular devrinde Muş, Kiğı, Solhan, Pasinler eyalet merkezi iken Genç küçük memurlar tarafından idare ediliyordu. 1473 yılında Ak koyunlular idaresine son verilince; Iran Hükümdarı Şah İsmail doğuya saldırılara başladı. Bingöl Bölgesini ele geçirdi. 
Yavuz Sultan Selim,
İrana sefer yapmaya karar verdi. İki ordu Çaldıranda karşılaştı. Çaldıran Savaşında Şah lsmaili yendi. Doğu Anadolunun bütünlüğünü sağlama işini Vezir Bıyıklı Mehmet Paşa ile Tarihçi Idris Bitlisiye verdi.


OSMANLI DÖNEMİNDE BİNGÖL


1514’de Yavuz Sultan Selim Bingöl’ün kuzeyini, Erzincan, Tercan ve Erzurum’u Osmanlıların hakimiyetine sokmuştu.

Çapakçur beylerinden Süleyman Bey, Osmanlıların egemenliğini kabul ederek, Çapakçur(Bingöl) Osmanlılara geçti.
“Çapakçur ve havalisi Süleyman Beye, di
ğer kaleler de Ahmet beye düşmüştü. Osmanlı himayesinde yaşayan bu kardeşler ilk zamanlarda iyi geçindilerse de sonraları araları açıldı. Ahmet Beyin teşebbüsü ile Bab-ı Ali Süleyman Beyi itirham etti ve hatta bir fermanla Süleyman Bey,Çapakçur’da idam edildi. Süleyman Beyin idamından sonra oğlu Maksut Bey Osmanlı hizmetine girerek ve Kanuni ile Nehçivan seferine çıkıp Arap çayı önünde büyük yararlıklar gösterdiğinden kanuni pederlerinden Mevrus Çapakçur kalesini Maksut Beye,ocaklık namıyla tefviz eyledi.” (45)
Kanuni Sultan S
üleyman Diyarbakır eyaletini teşkil ettiğinde Çapakçur’u Sancak olarak buraya bağlamış. Bingöl Osmanlılar için önemli bir yere sahipti. Çünkü Bingöl Osmanlıların İran’a karşı yürüttüğü mücadelelerde bir üs olarak kullanıldığı gibi ekonomik bakımdan da önem arz etmektedir.
“23 May
ıs 1554’te Kanuni Sultan Süleyman Bingöl yöresinde idi.Göynük suyu boyundaki Hokhzik denilen yerde yeniçeriler Sultanı büyük bir törenle karşıladılar.
Çapakçur 1578 Şirvan’a asker gönderdi. Safeviler’e karşı bu şehir ve kaleyi korudu.
“19.y
üzyılın ikinci yarısında eyaletlerin kaldırılmasından sonra Çapakçur Bitlis Vilayetinin Genç sancağı içerisinde yer alan ve aynı adı taşıyan Kaza’nın merkezi oldu. V.Cuinet’e göre 19. Yüzyılların sonlarında Çapakçur 450 haneli 8 dükkanlı bir fırını olan meyve bahçeleri ve üzüm bağlarıyla çevrili küçük bir yerleşme yeri idi ve nüfusu da 1075 kadardı. Ayrıca burada Şayak adı verilen kaba bir dokuma üretiliyor ve çevredeki yerlere gönderiliyordu.”(48)

Selçuklu Dönemi 1243 Selçukların Kösedağ savaşını kaybetmesiyle Anadolu’da Moğol istilası başlamış ve Bingöl Moğolların istilasına uğramıştır. “Doğudan gelen Moğol taarruzu karşısında Harzemlilerden Bereket, Sarıhan aşiretleri, Cebellibereket’e Solhan aşireti de aynı ismi taşıyan mıntıkaya gelmişlerdir.Rivayete göre ordusu dağılan Harzemşah civar köylerden birine saklandığı bir sırada hariç bir köylü şahı görmüş ve yanına yaklaşarak Ahlat’ta kardeşimi öldüren (Harzemşah) budur diye Onu kargısıyla öldürmüştür. Zazalar bundan sonra Şah’ın yattığı bu yeri türbe ittihaz eylemişler ve Solhan aşiretinin meskun olduğu köye de Harzemşah köyü denilmiştir.”(26)
Do
ğu Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Fırat bölümünde yer alan Bingöl ili, 38 27′ ve 40°27’doğu boylamlarıyla, 41°20′ ve 39°54′ kuzey enlemleri arasında bulunmaktadır. Bingöl, doğuda Muş, kuzeyde Erzincan ve Erzurum, batıda Tunceli ve Elazığ, güneyde ise Diyarbakır ili ile komşudur.
Bing
öl’ün ilçeler itibariyle yüzölçümü ve ilçe merkezlerinin deniz seviyesinden yükseklikleri Tablo-1’de görülmektedir.Bingöl’ün yüzölçümünün yüzde 22.82’si merkez ilçeye aittir. Merkez ilçeden sonra sırasıyla Genç, Karlıova ve Solhan gelmektedir. Rakımı en düşük ilçeler İl merkez ve Genç ilçe merkezidir.Rakımı en yüksek ilçe ise Karlıova’dır. İlimizde belli başlı yaylalar ise; Bingöl Yaylası, Şerafettin Yaylaları, Genç‘te Çötele (Çotla) Yaylası, Karlıova’da Hırhal ve Çavreş Yaylası, Kiğı‘da
Ki
ğı Yaylası ve Dağın Düzü Yaylaları, Adaklı‘da Karer Yaylası‘dır.Hayvancılık için de çok elverişli olan bu yaylalar, Beritan aşireti (Bertyan) ve çevre köyler için vazgeçilmez özelliklere sahiptir. Yine bu yaylalarda yapılan arıcılıktan elde edilen bal yurdun her tarafından aranır duruma gelmiştir.
Birinci Cihan Harbi ba
şlayınca Osmanlı Devleti de harbe girdi.1915 yılında Ruslar taarruza geçerek Eleşkirt,Malazgirt ve Pasinlere kadar ilerledi.
Bunun
üzerine halk,Bingölleri aşarak Varto ve Karlıovaya doğru göç etmeye başladı.Ermeniler Türk Ordusundan kaçarak Rus Ordusuna geçti.Ruslar 16 Şubat 1916da Erzuruma girdiler.Bunun üzerine,Karerli Küçük Ağanın önderliği ile;Karer Dağları Sığı Boğazı ve Eşek Meydanında (sonradan Şeref Meydanı),Milli Kuvvetler cephe almaya başladı.Çapakçura yetişen iki tümen askerimiz de bu Milli Kuvvetlere katıldı.Ruslar Mart ayı sonlarına doğru bu cephelere saldırmaya başladı.15 günlük bir çarpışma sonunda büyük kayıplar vererek Şerafettin ve Çafreş Dağlarına doğru kaçmaya başladılar.15 Mayıs 1916da Ruslar Şeref Meydanından Erzincana kadar bütün cephelerde tekrar saldırıya geçtiler.Fakat bu sırada Çanakkale Zaferinden dönen Türk Ordusu Rus Cephesine yığınak yapmaya başlamıştı.Bu orduya Ahmet İzzet Paşa kumanda ediyordu.Çapakçurun Gazik (Kuruca) köyünde karargahını kurdu.2.Kolorduya kumanda eden Faik Paşa da Sancak Bucağının Simsor köyünde karargahını kurdu.Ordu birlikleri Karer Dağı ve Şeref Meydanında mevzilendiler. Ruslar 5 Haziran 1916 da bir çok cephede taarruza geçtiler.Fakat bu taarruzda da başarı gösteremediler. Bir çok ölü bırakarak geri çekilmeye başladılar.
8 Haziran 1916 da Ruslar
Çapakçur Cephesine taarruza geçtiler. Muğla Müfrezeleri buna karşı koydular. 9 Haziranda iki piyade taburu ile takviye edilen Rus Süvarileri Oğnut Müfrezelerini Sığı istikametinde geri çekilmeye mecbur etti. 11 Haziranda Masla Deresine taarruza geçtiler. Buğlan Müfrezeleri Melekhana doğru uzanan sırtları tutmaya başladılar.
13 Haziranda Masalla (Bal
ıklı Çay) deresi ve Sığı boğazındaki Oğnut Müfrezesine taarruz eden Ruslar, bir netice elde edemediler. 26 Haziranda 3. Kolordu Masalla deresinin batı kısmına geçti. Sazani kuzeybatısında bulunan Rusları, Masalla Dersinin doğusuna attı. Ruslar, Temmuz Ayının başlarında tekrar saldırıya geçtiler. Bu taarruzda Birliklerimizde bir gerileme görüldü. 9 Temmuzda buraya 7. Tümen’e ait bazı birlikler ile Milis kuvvetleri gönderildi. Ruslar 12 Temmuz 1916 da Muş cephesinden taarruza geçtiler. Çok kanlı bir çarpışmadan sonra Ruslar büyük kayıplarla geri çekilmeye başladılar.
13-14 Temmuz gecesi 66. T
ümene mensup 261. Alayın yaptığı bir gece baskını ile 8.Tümenin cephesi yarıldı. Tümen, Şen Mevziine çekildi. Ruslar 8. Tümeni takip ederek taarruzlarına da deva ettiler. 8. Tümen Malam’da köyündeki mevzilerine çekildi. 25 Temmuz 1916 da Erzincan Rusların eline geçti.
27 Temmuz da hafif Rus Kuvvetleri Celigöl tepesi ve O
ğnut İstikametinde taarruza geçmişlerse de geri püskürtüldü. 29 Temmuz da tekrar Celigöl tepesine taarruza geçtiler.
Fakat bin’e yakın Rus askeri öldürülerek bu taarruzda durduruldu. 1 A
ğustos günü Ruslar çok üstün kuvvetlerle Celigöl tepesine yeni bir saldırıya geçtiler. Topçu ateşininde desteğini gören Rus kuvvetleri burada da tutunamayarak Arçük ve Karer dağı hattına çekilmeye mecbur oldular. 3 ve 6 Ağustosta taarruza geçen Türk Kuvvetleri karşısında Ruslar tutunamadılar. Nazerbeyof komutasındaki Rus kuvvetleri Bitlisin güney mevzilerine çekildi. 6 Ağustosta Muş, Rus kuvvetlerinden temizlendi. Böylece Ruslar perişan bir halde Murat vadisinin kuzeyine atılmış oldular.
Yine 8 A
ğustos günü 7.Tümen, Buğlan geldiğini, 53. Tümen Melikan yaylasını , 14. Tümen Celigöl Tepesini ve 1. Tümende Halifan Çatak hattını Azakpert ve Termen Hatlarını elde etmişlerdi . Rus kuvvetleri 17 ve 19 Ağustos 1919 da yedi taburluk bir kuvvetle taarruza geçtilerse de yine başarı elde edemediler. 20 Ağustos 7. Tümenin sol kanadında çok miktarda kuvvetlerle saldırdılar. 1. Kolordu Masalla deresindeki mevzilerine çekildi. 22 Ağustosta Ruslar elde ettikleri arazileri tahkim etmeye başladılar.23 Ağustosta Bitlis ve Muşa taarruz ettiler. 28 Ağustos akşamı şiddetli çarpışmalar oldu. 29 Ağustosta karşı taarruza geçen 16.ve 3. Kolordu kuvvetleri düşmanı geri püskürttüler. Melikhan köyünün doğu ve kuzeybatısını ele geçirdiler.Kolordu Komutanı Faik Paşa 47. tümenin gözetleme yerinde harekatı takip ederken şehit oldu. 2. Kolordu düşman taarruzunu kırarak karşı taarruza geçti, 31 Ağustosta Ordu Komutanı kıtalara istirahat verdiği sırada Ruslar bunu fırsat bilerek 16. Kolorduya taarruz etti ve bunları Masalla deresinin gerisine attı.9 Eylül’de Kara-Baba Tepesini elde etmek isteyen Ruslar taarruza geçti.Demlek,Tümük Ovasındaki mevzilerimizi elde ederek Karababa’nın kuzeyine geldiler.Fakat 34.Alayın taarruzu ile Ruslar tamamen geri çekilmeye mecbur edildi.

7 Aralık 1917’de Rusya’da çıkan ihtilal üzerine Erzincan’da Ruslarla mütareke imza edilerek Ruslar,doğu illerimizi terk ettiler.


CUMHURİYET DEVRİNDE BİNGÖL


Cumhuriyetin ilanından sonra 1926 yılında Elazığ 1929 yılında da Muş illerine bağlanan Bingöl, 1936 yılında Vilayet olmuştur.1945 yılında da İl Merkezi olan Çapakçur’un adı Bingöl olarak değiştirilmiştir.
İl sınırları içinde arazi oldukça engebeli ve yüksektir.Denizden ortalama yüksekliği 1250 metreyi aşar.Dağlar çok geniş bir alan kaplar.Bingöl dağlarının yapısında genellikle bazalt ve andezitler bulunur.Bu püskürük kütle tabandaki tortul tabakaları örtmüştür.
Dolayısıyla püskürük kütleler tortul kütlelerden daha gençtir.Kuzey-batı,güney-doğu yönünde uzanan Bingöl dağlarının kuzey yamaçları hafif eğimli olduğu halde,güney kesimleri oldukça diktir.Güney yamaçta sıcak su kaynaklarına rastlanması bu yamaç yüzeyinin fay çizgisi tarafından dikleştirildiği,dolayısıyla buradan bir çayın geçtiği açıkça anlaşılmaktadır.Türkiye’nin deprem zonları incelendiğinde ilimizin bulunduğu yerden kuzey-doğu güney-batı yönünde uzanan bariz fay hatlarının geçtiği görülür.Bölgede çeşitli istikametlere doğru uzanan fay çizgilerine rastlanır.Fay çizgilerinin,farklı yüzey seviyeleri meydana getirmeden tortul tabakaların altında gizlendiği yer yer satıha çıktığı bu yerlerden de sıcak su kaynaklarının çıktığı gözlenince belirsiz fay çizgilerinin bilgenin her yerinde olabileceği kanaati oluşmaktadır

Bingöl İlçeleri

Kaynak : http://www.bingöl.gov.tr(bingöl valilik web sitesi) ve https://bingöl.ktb.gov.tr